27 Aralık 2009 Pazar

Ordinary Day..

Sabahın köründe kalkmak kadar kötüsü yoktur heralde, tabi bu tanım biraz işkilli evet sabahın körü zaman zaman benim için öğleden sonra olduğu için, tabi vize veya finaller yoksa.

Uyandığımda nedense ilk düşündüğüm yada düşünebildiğim şey miğdemden gelen guruldama. Bu sabah kahvaltısında yine yumurta peynir zeytin domates, bir gün tüm bunlar değişicek insan bazen pastırma istiyor. Yinede doyurucu bi kahvaltıydı vesselam.

Yarın konferans sunumum olmasına rağmen öğleden sonraya kadar oturdum elbet bi ara yaparım diye taaki telefon gelene kadar.

- izzet olum nerdesin?
- nerde olmam gerekiyo ki ?!
- çabuk gel hamama gidiyoruz.
- yılların kirini senmi çıkarıcan be abi of tamam geliyorum.

Apar topar toplan ve git yanıma hiçbişey almadan. havluyu bile zor buldum. Ama hamam bi muhteşemdi ya resmen göbek taşıyla münasebetim olcaktı nerdeyse sıcacık ve o kadar rahatlatıcı ki. Aşırı buhardan göz gözü görmedi çoğu zaman ardından çiğ köfteler geldi ve artık mayıştıkça soğuk suyla suladık birbirimizi uyumamak için.

Eve geldim bi yandan yarınki sunum dank etti kafaya öte yandan yarın ankaradan bi arkdaşım izmire gelicek hangi ara onunla görüşücem hangi ara sunumu hazırlıcam hangi hangi derken gelmekten vazgeçmiş yarına erteledim herşeyi.

Ardından yine açlık bastırdı ve soslu tavuk sote yaptım ama acıyı öyle bi katmışımki arkadaş yiyemedm yarısını bıraktım ve uyumak için yatağa girdim ki sen geldin aklıma blöger.

Edebiyat yapıcak bişey olmadığı için düz en dingilinden yazdım günü özetle afiyet olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder