31 Aralık 2009 Perşembe

Yeni Yıl?

Hayatımda herşey eskirken ve belkide aslında hiçbirşey değişmezken, eksiltmekten başka birşey yapmazken yıllar. Ben yine oturmuşum herzamanki yerimde, üzerime sinen bütün kaybedişlerin anılarını kutularından çıkarıyorum şimdi tek tek. Hesap yapıyorum, kaçış planları çiziyorum buralardan. Nafile, game over yazıp bitmiyor hayat yada yarıda bırakıp çıkamıyosun.

Sana verilenle idare edip, onu saklayıp sıkı sıkı tutup ona sarılmayı ve mecburiyetini sorguluyosun. Şu para ile ölçülen dünyada maneviyatın yeri kalmamışken eğer gözle görüp elle tutulamayan şeylere değer verebiliyorsanız ne mutlu size.

Çünkü herşeyin bir ömrü vardır, oysa bir ömür geçse bile bazı değerler hep aynı kalır.

Mutlu kalın
Sağlıklı kalın

(Bugün günlük yok)

30 Aralık 2009 Çarşamba

Boşluk.

Daha nasıl tanımlarım işte pek faydalı bir gün değildi bugün, hatta hiç. Yapıcak hiçbişey yoktu oturmaktan başka, aynı filmleri tekrar izlemekten başka birşey yapmadım. Sabahtan beri odamdan çıkmadım, arkadaşımın zoruyla çıktm sahil boyunca yürüdüm dönüşte çiğköfte aldm yedim. Nedense pek bişey de düşünmedim bugün. Doğru ya ne düşünücektim ki düşün düşün bişeylerin değiştiği yok, o yüzden artık tasarruf planı uyguluyorum beynime, hatta marketlerde olduğu gibi üzerime bilgi etiketi yapıştırıcam " bu beyin %35 enerji tasarrufuyla çalışmaktadır, 3 evin 1 yıllık enerjisi kadar elektrik tasarrufu yapmakta."

Ya ne denirki bilmem hatırlıyıcak kadar önemli birşey olsa hatırlardım. 2010 da bir günde sihirli değnek değmiş gibi düzelip düzene girebilicekmiyim acaba? . Bu arada TEV vakfından burs çıkmamış onu öğrendim, ikinci öğretim olmama verdim sonra ikinci öğretim olmaya verdim veriştirdim sabah sabah ( size göre öğleden sonra ).

Ne yazıkki hayat en acımasız öğretmedir, önce sınav yapıp sonra ders verir demişler. Bakalım daha neler görücem neler öğrenicem, ama bildiğim bir şey varsa kendi sınav olan bu hayatta bna giren çıkanın bi hesabının tutulamasının suçlusu istatistik bilimi değildir.

Be Different.


Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücüyle
gece gündüz çalışan bir dünyada,
kendin olarak kalabilmek,
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez.

Edward Estlin Cummings

Mein Freund

En iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur
sırf uzaklaşmak için,
ve geride kalanlar
birinin onlardan
uzaklaşmayı neden isteyebileceğini
bir türlü tam olarak anlayamazlar...


Teşekkürler Ofelya (:

29 Aralık 2009 Salı

Toreador

Bugüne uygun bi başlık bulamadım o yuzden müziği açtım ve ilk çıkan şarkı ( Apocalyptica - Toreador ) nın adını koydum .

Nasıl başlasam bilemiyorum aslında, insanları anlamak çok zor gerçekten anlamaya çalışmakta belki bir o kadar aptalca.

Herşeyi başa sarıp güne yeniden başlarsam sıradan bir gün diyebilirm yine aynı kahvaltı hemen hemen aynı saat, tek endişem derse geç kalmaktı güne başladığımda, oysa herşeyi tam bir felakete dönüştürebilme yeteneğimi tamamen unutmuşum.

Kahvaltıdan sonra arkadaşımla evden cıktık ve derse gittik, sadece notlar açıklandı ve pek de iç açısı sayılmaz diyebilirm. Finallere kaldı tüm umudum. Ardından japonca dersimi bekleyip biraz ders öncesi çalışma yapmaya karar verdim. Lanet olsun ki hoca gelmedi en hevesle beklediğim japonca dersine. Adam ummadık yerlerde karşıma çıkıyo, örneğin japonca sınavından çıktıktan yarım saat sonra bim de rastlıyorum adama, işin ilginci japonca kelimeleri sayıklarken tam karşımda bitti :S.

Neyse dersin olmayacağını anlayınca eve döndüm, hayatımda bazı şeylerin eksik veya yanlış olduğu izlenimine kapılıyorum zaman zaman. Ne istediğini bilmemek çok kötü birşey hayattan, çünkü istediğini alabilecek kararlılık ve yeti sende olmasına rağmen kararsız olmak affedilebilecek bir durum değil.

Herşeyin ötesinde bugüne dair aklımda en çok yer etmiş olay sanırım biraz önce yaşadığım ilginç tek taraflı bir tartışma, çok fazla açmak istemiyorum ama insanlar bazen çok sinir bozucu olabiliyorlar. Özellikle takındıkları tavırlar bir tutarlılık göstermesse.

Edit : tek taraflı tartışma nasıl oluyo o da ayrı bi muamma tabi.

28 Aralık 2009 Pazartesi

Sunum ve ötesi..

Yine herzamanki gibi öğleden sonra kalkılan günlerden biri ve hala sunumu hazırlamamış olmama rağmen kesinlikle çok rahattım. Öyle rahattım ki kahvaltı hazırlamaya üşendim ve kahvaltı niyetine dondurma ve gofret yedim yani o kadar. bilgisayarım başına geçip oturdum o oturuş nasıl akşam oldu farkına varamadım hatta işletme dersime gitmedim çünkü sunumu hazırlamamıştım :S .

Son dakikada hazırlanan sunumla zar zor yetiştim, tabiki el üstünden yapılmış olduğu her halinden belli bir sunumdan ne beklersiniz, biraz hitap yeteneğimle kurtarmaya çalışsamda vasatın ötesinde değildim, evet hiç olmadı bu işte. Ben ise hala işin dalgasındayım sunuma başalamadan önce koydum uzun saçlı halimin fotoğrafını salondaki kızlara hangi halim daha iyi diye soruyorum :D

Bugun iki ilginç olay daha başıma geldi tabii aslında ikiside çok derin mevzular ama posta gazetesindeki hatunun yazdığı tarzda derin değil yanlış anlaşılma olmasında.

Bugun sevgili olmanın kıyısından döndüğüm bi sınıf arkadaşım kız sevmediği kızla takılıyorum diye bana mesaj attı " Gözdeyle aran pek iyiymiş " . Cevap vermeye tenezzül etmedim çünkü ne cevap verilebilicek cinsten bir mesaj ne de bu cevabı hakeden bir kişi anlaşıldığı üzere ve üstüne üstlük msnde hesap sormaya kalkıyo aklınca, sen kim oluyosunda benim hayatım üzerinde hangi hakka sahip sanıyosun da kendini böyle boyundan büyük haddini aşan şeylere kalkışıyosun.

İpini koparan bana mı geliyor anlamıyorum, öte yandan eski sevgilimden bi müjdeli haber geldi aman ne hoş hede hödö nımnım .. " Rahatsız ettiğim için özür dilerim 2 hafta sonra nişanlanıyorum bilmeni istedim " .. Pekala napim yani takımı takiyim iştirak mı ediyim yana yakıla sızlaniyim mi anlamadım :D

Pek dolu olmasada iyi bi gün geçti üzerine düşününce gün içinde neler yaşadığını daha iyi anlıyor insan.

Kendine not : Japonca çalışmaya başla artık finalde gircek . (ehe yabancı dil japonca seçtimde -_-)

27 Aralık 2009 Pazar

Ordinary Day..

Sabahın köründe kalkmak kadar kötüsü yoktur heralde, tabi bu tanım biraz işkilli evet sabahın körü zaman zaman benim için öğleden sonra olduğu için, tabi vize veya finaller yoksa.

Uyandığımda nedense ilk düşündüğüm yada düşünebildiğim şey miğdemden gelen guruldama. Bu sabah kahvaltısında yine yumurta peynir zeytin domates, bir gün tüm bunlar değişicek insan bazen pastırma istiyor. Yinede doyurucu bi kahvaltıydı vesselam.

Yarın konferans sunumum olmasına rağmen öğleden sonraya kadar oturdum elbet bi ara yaparım diye taaki telefon gelene kadar.

- izzet olum nerdesin?
- nerde olmam gerekiyo ki ?!
- çabuk gel hamama gidiyoruz.
- yılların kirini senmi çıkarıcan be abi of tamam geliyorum.

Apar topar toplan ve git yanıma hiçbişey almadan. havluyu bile zor buldum. Ama hamam bi muhteşemdi ya resmen göbek taşıyla münasebetim olcaktı nerdeyse sıcacık ve o kadar rahatlatıcı ki. Aşırı buhardan göz gözü görmedi çoğu zaman ardından çiğ köfteler geldi ve artık mayıştıkça soğuk suyla suladık birbirimizi uyumamak için.

Eve geldim bi yandan yarınki sunum dank etti kafaya öte yandan yarın ankaradan bi arkdaşım izmire gelicek hangi ara onunla görüşücem hangi ara sunumu hazırlıcam hangi hangi derken gelmekten vazgeçmiş yarına erteledim herşeyi.

Ardından yine açlık bastırdı ve soslu tavuk sote yaptım ama acıyı öyle bi katmışımki arkadaş yiyemedm yarısını bıraktım ve uyumak için yatağa girdim ki sen geldin aklıma blöger.

Edebiyat yapıcak bişey olmadığı için düz en dingilinden yazdım günü özetle afiyet olsun.